Tanzimat
ve ondan sonra gelen yeniliklerle edebi ve fikir hayatımız, Batı ile
tanıştı.1860 yılında Tercüman-ı Ahval gazetesi yayımlanmaya başlanır, ki bu
aynı zamanda Tanzimat edebiyatının da başlangıcıdır. Bu dönemde edebiyatımızda
birçok yenilik olmuştur.Bunlar
1)Roman - Hikaye
Türk
edebiyatı romanla ilk defa Yusuf Kamil Paşa’nın Fenelon’dan çevirdiği Telemaque
(Telemak) tercümesiyle karşılaşır. İlk yerli roman ise 1872 yılında Şemsettin
Sami’nin yazdığı Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat’tır. İlk hikaye ise Ahmet Mithat
Efendi’nin Letaif-i Rivayet isimli eseridir.
2)Tiyatro
Yayınlanan
ilk tiyatro eseri Şinasi’nin yazdığı Şair Evlenmesi’dir. İki perdelik bir
piyestir. Bu eserde görücü usulüyle evlenmeyi yerer. Şinasi eseri yazarken
meddah geleneğinden yararlanmıştır.
Geleneksel
Türk Tiyatrosu
A)Karagöz
*Bir
kukla oyunudur, eğlendirme amacı taşır.
*Oyunun
temeli Karagöz adlı cahil biriyle, Hacivat adlı bilgili geçinen biri arasındaki
diyalogdur.
*Klişeleşmiş
bölümleri vardır.
*Kuklayı
oynatan kişi, konuşmaları tek başına yapar.
B)Ortaoyunu
*Şehir
meydanlarında ya da kendileri için hazırlanan yerlerde Pişekar, Kavuklu, Zenne
gibi sabit tiplerle oynanan güldürü amaçlı seyirlik oyundur.
*Oyunun bel kemiğini şive taklitleri oluşturur.
*Metinsiz,
suflörsüz bir oyundur.
C)Meddah
*Tek
kişilik bir oyundur. Yüksekçe bir yere çıkan meddah, değişik şivelerle
konuşarak anlattığı bir olayla güldürü oluşturur.
3) Gazete
*İlk
gazete 1831 yılında çıkarılan Takvim-i Vekayi’dir. Bu resmi bir gazetedir.
*Ceride-i
Havadis yarı resmi bir gazete olup 1840 'ta İngiliz William Churchill
tarafından çıkarılmıştır.
*İlk
özel gazeti 1860’ta Agah efendi ile Şinasi’nin birlikte çıkardıkları Tercüman-ı
Ahval’dir.
*1862’de
Şinasi Tasvir-i Efkar gazetesini tek başına çıkarır. Bir müddet sonra Namık
Kemal tarafından yönetilmeye başlanır.
*Bu
gazetelerin dışında Muhbir (1866), Hürriyet (1867), Basiret (1869), İbret
(1871) gibi gazeteler de çıkarılmıştır.
Tanzimat Edebiyatının Birinci Döneminin
Özellikleri:
*Sanat
toplum içindir görüşü benimsenmiştir ve bu doğrultuda eserler verilmiştir.
*Dilde
sadeleşmeyi, ölçüde heceyi savundular; ama uygulamadılar.
*Fransız edebiyatından etkilendiler(veremli olma, hastalıklı oluş, duygusallık)
*Fransız edebiyatından etkilendiler(veremli olma, hastalıklı oluş, duygusallık)
*Divan
edebiyatını eleştirdiler. Halk edebiyatını savundular; ama uygulamadılar.
*Şiirde
güzellik değil içerik ön plana çıkmıştır.
*Edebiyatı fikirlerini aktarmak için bir araç olarak görürler.
*Önceki şiirimizde bulunmayan vatan, millet, hak, hukuk, hürriyet ve meşrutiyet gibi kavramları şiire taşımışlardır.
*Eski nazım şekilleriyle yeni kavram ve duyguları işlemişlerdir.
*Tiyatro, roman, hikaye, makale ve eleştiri gibi yazı türleri bu dönemde edebiyatımıza girmiştir.
*Edebiyatı fikirlerini aktarmak için bir araç olarak görürler.
*Önceki şiirimizde bulunmayan vatan, millet, hak, hukuk, hürriyet ve meşrutiyet gibi kavramları şiire taşımışlardır.
*Eski nazım şekilleriyle yeni kavram ve duyguları işlemişlerdir.
*Tiyatro, roman, hikaye, makale ve eleştiri gibi yazı türleri bu dönemde edebiyatımıza girmiştir.
*Noktalama
işaretleri ilk defa bu dönemde kullanılmıştır.
*Bu dönem sanatçıları, edebiyatın yanında siyasetle de ilgilenmiştir.
*Bu dönem sanatçıları, edebiyatın yanında siyasetle de ilgilenmiştir.
Bu Dönem Romanının Özellikleri
*Roman
tekniği bakımından zayıftır.
*Uzun tasvirlere ve beklenmedik tesadüflere yer verilir.
*Zaman zaman romanın akışı durdurularak okuyucuya bilgi verilir.
*Romanlarda, cariyelik kurumunun kötülüğü ve yanlış batılılaşma işlenmiştir.
*Kişiler tek yanlı ele alınır, iyiler ödüllendirilir ve kötüler cezalandırılır.
*Konular günlük hayattan ve tarihten alınır.
*Uzun tasvirlere ve beklenmedik tesadüflere yer verilir.
*Zaman zaman romanın akışı durdurularak okuyucuya bilgi verilir.
*Romanlarda, cariyelik kurumunun kötülüğü ve yanlış batılılaşma işlenmiştir.
*Kişiler tek yanlı ele alınır, iyiler ödüllendirilir ve kötüler cezalandırılır.
*Konular günlük hayattan ve tarihten alınır.
BİRİNCİ DÖNEM SANATÇILARI
ŞİNASİ (1826-1871)
*Yeniliğin
öncüsüdür.
*Tercüman-ı Ahval ve Tasvir-i Efkar gazetelerini çıkarmıştır.
*İlk makaleyi yazmıştır.(Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi)
*Şiirlerinde konu birliğine ve bütün güzelliğine önem vermiştir.
*Kısa cümleli, yeni görüşlere örgülü bir nesir yapısı meydana getirmiştir.
*Düşüncelerini yalın ve açık bir anlatımla söyler.
*Konuşma dilini, yazı dili haline getirmeye çalışmıştır.
*Şiirlerinde aruz ölçüsü kullanmıştır.
*Noktalama işaretlerini ilk defa kullanmıştır.
*Tercüman-ı Ahval ve Tasvir-i Efkar gazetelerini çıkarmıştır.
*İlk makaleyi yazmıştır.(Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi)
*Şiirlerinde konu birliğine ve bütün güzelliğine önem vermiştir.
*Kısa cümleli, yeni görüşlere örgülü bir nesir yapısı meydana getirmiştir.
*Düşüncelerini yalın ve açık bir anlatımla söyler.
*Konuşma dilini, yazı dili haline getirmeye çalışmıştır.
*Şiirlerinde aruz ölçüsü kullanmıştır.
*Noktalama işaretlerini ilk defa kullanmıştır.
Eserleri: La
Fonteine ’den fablları tercüme etmiştir. Tercümelerini
Tercüme-i Manzume isimli eserlerine toplamıştır.
Atasözlerini
derlediği Durub-u Emsal-i Osmaniye
Şiirleri: Müntehebat-ı Eş’ar, Divan-ı Şinasi
Batılı anlamda ilk tiyatro: Şair Evlenmesi’dir.
Şiirleri: Müntehebat-ı Eş’ar, Divan-ı Şinasi
Batılı anlamda ilk tiyatro: Şair Evlenmesi’dir.
ZİYA PAŞA (1829-1880)
*Doğu
kültürüyle yetişmiş, sonradan batıya yönelmiştir.
*Fikirleriyle yenilikçidir, şiirlerini divan şiiri üslubuyla yazmıştır.
*Edebi yönüyle eskiye bağlıdır.
*Şiir ve İnşa isimli makalesinde halk şiirinin bizim gerçek şiirimiz olduğunu, yazı dilimizin halkın konuşma dili temel almasını savunur.
*Sade dil savunur, fakat Arapça ve Farsça kelime ve tamlamalarla yüklü bir dil kullanmıştır.
*Harabat isimli divan şiiri antolojisinde Şiir ve İnşa makalesindeki fikirlerinin tam tersini söyler.
*Terci-i Bent ve Terkib-i Bentleriyle ünlüdür.
*Atasözü haline gelmiş veciz sözleri de vardır.
*Fikirleriyle yenilikçidir, şiirlerini divan şiiri üslubuyla yazmıştır.
*Edebi yönüyle eskiye bağlıdır.
*Şiir ve İnşa isimli makalesinde halk şiirinin bizim gerçek şiirimiz olduğunu, yazı dilimizin halkın konuşma dili temel almasını savunur.
*Sade dil savunur, fakat Arapça ve Farsça kelime ve tamlamalarla yüklü bir dil kullanmıştır.
*Harabat isimli divan şiiri antolojisinde Şiir ve İnşa makalesindeki fikirlerinin tam tersini söyler.
*Terci-i Bent ve Terkib-i Bentleriyle ünlüdür.
*Atasözü haline gelmiş veciz sözleri de vardır.
Eserleri: Eş’ar-i Ziya, Külliyat-ı Ziya, Zafername: Hiciv
türünde kasideleri var, Ali Paşa’yı yermek için yazmıştır.
Defter-i Amal: Hatıra türü yazılarını toplar.
Rüya: Nesir olarak yazılmıştır.
Defter-i Amal: Hatıra türü yazılarını toplar.
Rüya: Nesir olarak yazılmıştır.
NAMIK KEMAL (1840-1888)
*Vatan
şairi olarak tanınır.
*Vatan, millet, hürriyet ve adalet konularını işlemiştir.
*Mecazlardan, manzumlardan arınmış bir şiir dili vardır.
*Bütün edebiyat türlerinde eser vermiştir.
*Tiyatro ona göre bir eğlence değil edebi bir okuldur
*Tiyatro ile ilgili görüşlerini Celalettin Harzemşah isimli yapıtının önsözünde açıklamıştır.
*Vatan, millet, hürriyet ve adalet konularını işlemiştir.
*Mecazlardan, manzumlardan arınmış bir şiir dili vardır.
*Bütün edebiyat türlerinde eser vermiştir.
*Tiyatro ona göre bir eğlence değil edebi bir okuldur
*Tiyatro ile ilgili görüşlerini Celalettin Harzemşah isimli yapıtının önsözünde açıklamıştır.
Eserleri:
Tiyatroları: Vatan Yahut Silistre, Akif Bey, Zavallı Çocuk,
Gülnihal, Kara Bela, Celalettin Harzemşah, Tahrib-i Harabat ve Takip adlı
eleştirilerini Ziya Paşa’nın Harabat isimli divan şiiri antolojisine karşı yazmıştır.
Tarih alanında ve İslam dini ile ilgili eserler olarak: Renan Müdafaanamesi, Kanije Kalesi ve Osmanlı Tarihi.
Biyografileri de vardır.
Tarih alanında ve İslam dini ile ilgili eserler olarak: Renan Müdafaanamesi, Kanije Kalesi ve Osmanlı Tarihi.
Biyografileri de vardır.
İlk
edebi romanı yazmıştır: İntibah. Eser “Son Pişmanlık” adıyla Magosa’da
yazılmıştır. Eserin diğer bir adı da Sergüzeşt-i Ali Bey’dir.
İlk
tarihi roman yazarıdır. Cezmi tarihi bir olayı anlatır. II.Selim zamanında
İranlılarla yapılan bir savaşın anlatıldığı romanda roman kahramanı Cezmi
vatansever bir askerdir. Romanda onun başından geçen olaylar anlatılır.
ŞEMSETTİN SAMİ (1850-1904)
*İlk
roman yazarıdır. Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat. Romanda kölelik ve cariyelik
konusunu ele almıştır.
*Kamus-ı Türki isimli sözlük yazarıdır. Bu sözlüklerin yanında Kamus-ı Alem, Kamus-ı Fransevi isimli sözlüklerin de yazarıdır.
*Kamus-ı Türki isimli sözlük yazarıdır. Bu sözlüklerin yanında Kamus-ı Alem, Kamus-ı Fransevi isimli sözlüklerin de yazarıdır.
*Victor
Hugo’nun Sefiller’ini çevirmiştir.
*Robenson Crusoe’yu da tercüme etmiştir.
*Robenson Crusoe’yu da tercüme etmiştir.
AHMET MİTHAT EFENDİ (1844-1912)
*Asıl
gayesi halkı, yetiştirmek ve bilgilendirmektir.
*Edebiyat, tarih, coğrafya, ziraat ve iktisat alanında otuz altısı roman olmak üzere iki yüze yakın eseri vardır.
*Bazı tiyatro denemeleri yapmışsa da pek başarılı olamamıştır.
*Dili sade ve düzgündür.
*Halka okuma zevkini aşılamıştır.
*Romanları teknik yönden kusurludur.
*Romanın akışını keserek uzun uzun açıklamalar yapar, bilgi verir.
*Edebiyat, tarih, coğrafya, ziraat ve iktisat alanında otuz altısı roman olmak üzere iki yüze yakın eseri vardır.
*Bazı tiyatro denemeleri yapmışsa da pek başarılı olamamıştır.
*Dili sade ve düzgündür.
*Halka okuma zevkini aşılamıştır.
*Romanları teknik yönden kusurludur.
*Romanın akışını keserek uzun uzun açıklamalar yapar, bilgi verir.
Eserleri:
Bazı
romanları: Felatun Bey'le Rakım Efendi, Hasan Mellah, Hüseyin Fellah,
Yeniçeriler, Paris'te Bir Türk Kızı
Hikaye:
Türünün ilk örneği sayılan Letaif-i Rivayat ve Kıssadan Hisse.
AHMET VEFİK PAŞA (1823-1891)
*Milliyetçilik
ve Türkçülük fikirlerinin savunucusudur.
*Tiyatro alanındaki çalışmaları ile ünlüdür.
*Tiyatro alanındaki çalışmaları ile ünlüdür.
*Halkı
tiyatroya alıştırmıştır. Bunun için de Bursa’da bir tiyatro yaptırmıştır.
*Tarih
ve dil sahasında önemli eseri Lehçe-i Osmani
*Şecere-i Türki adlı eseri Osmanlıcaya çevirmiştir.
*Tarih eserleri: Fezleke-i Tarih-i Osmani, Hikmet-i Tarih
*Moliere’in hemen hemen bütün eserlerini tercüme etmiştir.
*Şecere-i Türki adlı eseri Osmanlıcaya çevirmiştir.
*Tarih eserleri: Fezleke-i Tarih-i Osmani, Hikmet-i Tarih
*Moliere’in hemen hemen bütün eserlerini tercüme etmiştir.
II.Dönem Tanzimat Edebiyatı (1878-1896)
Özellikleri:
1-Sanat sanat
içindir görüşü benimsenmiştir.
2-Bu dönem
sanatçıları toplum sorunlarından ve siyasetten uzak kalmış sadece edebiyatla
uğraşmışlardır.
3-Bu dönem eserlerin dili
ağırdır.Şairler divan edebiyatına karşı batı edebiyatını savunmuşlardır.
4-Batı edebiyatının
örneklerini başarıyla uygulamışlardır.
5-Roman ve hikayelerde realizm,şiirde ise romantizm akımının etkisi
görülür.Kölelik cariyelik bu dönem romanlarında da işlenir.
6-Şiirin konusu genişletilmiş
ve hayattaki her güzel şeyin şiirin konusu olabileceği görüşü esas alınmıştır.Ölüm.yokluk,hiçlik
gibi soyut kavram lar bu dönem şiirlerinin konusu olmuştur..
7-Eserlerin dili gayet
ağırdır.Bu özelliklerinden dolayı Servet-i Fünun
Edebiyatının hazırlayıcısı
olmuşlardır.
Bu dönemin başlıca yazar ve şairleri: Abdülhak Hamit Tarhan, Recaizade Mahmut Ekrem,Nabizade
Nazım,Sami Paşazade Sezai’dir.
*****Muallim
Naci her ne kadar bu dönemde yaşasa da yenicilere karşı divan edebiyatını
savunduğu için dışarıda kalır.
TANZİMAT’IN
II.DÖNEM SANATÇILARI
RECAİZADE MAHMUT EKREM (1847-1914)
Edebiyatımızdaki
Batılılaşma hareketinde büyük tesiri vardır. Servet-i Fünun(Edebiyat-ı Cedide)
kuşağının temelini oluşturmuştur. Eski edebiyatı savunanlarla tartışmalara
girmiş, bilhassa Muallim Naci ile yaptığı kafiye tartışması ile ün kazanmıştır.
Şiir,
roman, hikaye, tiyatro gibi birçok türde eser vermiştir. “Her güzel şey
şiirdir.” İlkesiyle şiirin konusunu genişletmiştir. Oğlu Nejat’ın ölümü üzerine
şiirlerinde hüznü ve elemi işlemiştir.
“Araba Sevdası” adlı romanıyla Türk
romanına Realizm’i getirmiştir.
Eserleri :
Roman : Araba Sevdası(Romanın kahramanı Bihruz Bey’dir. Bihruz Bey
Batılılaşmayı yanlış anlamış züppe tipini yansıtan bir gençtir. Arabayla gezmek
en büyük merakıdır. Perivej adlı ahlaksız kadınla birlikte gezer ve ona devamlı
alay konusu olur.)
Hikaye: Muhsin Bey, Şemsa
Tiyatro: Çok Bilen Çok Yanılır, Afife Anjelik, Vuslat, Atala.
Talim-i
Edebiyat, edebi bilgilerle ilgili bir eserdir.
Şiir: Nağme-i Seher, Yadigar-ı Şebab, Tefekkür, Pejmürde, Zemzeme I-II-III,
Nejat Ekrem
SAMİ PAŞAZADE SEZAİ
Tanzimat
edebiyatı içinde Batı tarzındaki küçük hikayeleri ve Sergüzeşt adlı romanı ile tanınır. Duygulu bir şair olan sanatçı
Romantizm’e uygun şiirler yazmıştır. Romanında ise Realizm’e yakındır.
Eserleri :
Roman : Sergüzeşt(Kafkasya’dan esir ticaretinde kullanılan bir gemiyle gelen
Dilber adlı küçük esir kızın başına gelen olaylar anlatılır.)
Hikaye : Küçük Şeyler
Piyes : Şir
Anı : İclal
NABİZADE NAZIM
Roman
ve hikayeleriyle tanınan sanatçı Tanzimat edebiyatının Realist ve Naturalist
temsilcilerinden biridir.
Yazarın
Karabibik adlı eseri
edebiyatımızdaki ilk köy romanı olarak tanınır. Romanda anlatılanlar Antalya’nın
bir köyünde geçer. Yazar köy hayatını tam bir Realizm’le yansıtır.
Sanatçının
asıl başarısı Zehra adlı romanında
görülür. Romanda psikolojik unsurlar ağır basar. Karakterlerin tasvir ve tahlili
son derece başarılıdır.
Hikaye : Yadigarlarım, Sevda, Bir Hatıra
ABDÜLHAK HAMİT TARHAN
Tanzimat
şiirindeki Batılılaşma hareketinin asıl başlatıcısıdır. Batı şiirinde gördüğü
her yeniliği Türk şiirine getirmiş ve bu hareketiyle Divan şiirine son vermiştir.
Şiirde
vezin, kafiye ve dile pek önem vermemiştir. Söyleyişteki tezat onun tanıtıcı
bir sembolü olmuştur.
Şiirlerinde
hayat, tabiat, özellikle ölüm konusunu işlemiştir. Tiyatrolarında ise tarihi
konular önemli bir yer tutar. Hamit’in tiyatro eserleri sahnelenmek için değil,
okunmak için yazılmıştır.
Eserleri :
Şiir : Sahra, Makber, Ölü, Hacle, Bunlar Odur, Divaneliklerim, Bālādan Bir
Ses, Yabancı Dostlar, Ruhlar, Validem, Garam.
Tiyatro : Macera-i Aşk, Tarık, Finten, İbn-i Musa, Eşber, İçli Kız, Duhter-i
Hindu, Nesteren, Sardanapal, Liberte, Hakan, İlhan…
MUALLİM NACİ
Eski
edebiyat ile yeni edebiyat arasındaki mücadelede eski edebiyat taraftarlarının
lideri durumundadır. Eski nazım tekniğini bilen ve ona kuvvetle hakim olan bir
şairdir. Fransız edebiyatını tanıdıktan sonra Batılı tarzda da şiirler yazmıştır.
Muallim
Naci ile yeni edebiyatın önderi durumunda olan Recaizade arasında uzun süren
tartışmalar olmuştur. Recaizade’nin Zemzeme’lerine Muallim Naci Demdeme’leri
ile cevap vermiştir.
Eserleri :
Şiir : Ateşpare, Şerare, Füruzan, Sünbüle.
Ayrıca
edebi bilgilerle ilgili “Istılahat-ı Edebiyye” adlı bir eseri vardır.
DİREKTÖR
ALİ BEY
Devletin
farklı kademelerinde görev alan Ali Bey’in unvanı son görevi olan Düyun-ı
Umumiye Direktörlüğünden gelir.
Tanzimatın
önemli tiyatrocularından biri olan sanatçı Diyojen dergisindeki mizahi
yazılarıyla bilinir.

KOLAY KOLAY YORUM YAZMAYAN BİR İNSANIMDIR
YanıtlaSilAMA ELİNİZE SAĞLIK GÜZEL Bİ NOT PAYLAŞMIŞSINIZ TEŞEKKÜRLER İŞİME YARADI
KİMSE YORUM YAZMASADA DEVAM ET OKUYAN VE YARARLANAN BİR ÇOK İNSAN VAR BUNU BİLİYOSUNDUR UMARIM TEKRARDAN TEŞEKKÜRLER....
Elinize sağlık çok güzel olmuş
SilMuthis:)
YanıtlaSilÇok yararlı oldu, çok teşekkürler
YanıtlaSilŞu ana kadar bende hiç yorum yapmadim sitelerde vs. Gerçekten teşekkür ederim bırakma bence bu işi
YanıtlaSilTskler 18 mart sinavim var
YanıtlaSilben emeğe değer veren bi insanım. Çok teşekkürler elinize sağlık
YanıtlaSilTeşekkürler...
YanıtlaSilGerçekten ihtiyacım vardı. Uğraşıp paylaştığınız için çok teşekkür ederim. Bu benim çok işime yarayacak.
YanıtlaSilYalanızı sikim amq yorum atanların hepsi site yapımcılarının tuttukları adamlar :D
YanıtlaSilYok bro ben de beğendim
SilBu siteyi uzun süre kullananlar böyle bir şey yapmayacağımı bilir. Kazancım olmayan yere niye çakma yorum yaptırayım. :)
SilKnk xjajxijajxu valla bize hoca ne yazdırmışsa aynısı burda yani boş yapma
SilTeşekkürler
YanıtlaSil