CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI (ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI)
Milli
Edebiyat akımındaki “dilde sadeleşme, hece ölçüsünü kullanma” gibi çabalar,
Cumhuriyet döneminde de sürmüştür. Yeni devletin temellerinden biri olan
halkçılık ilkesi sanatta halka gitmenin, halkla kaynaşmanın yolunu açmıştır.
Böylece sade bir dille, hece ölçüsüyle, Anadolu’yu, doğa güzelliklerini, halkın
yaşayış ve coşkusuyla ele alıp anlatmak üzere yazılan şiirler çoğalmıştır.
Şiirin yanı sıra, hikaye, roman, tiyatro türlerinde önemli teknik gelişmeler
olmuştur. Bu dönemde ortaya çıkan başlıca edebiyat toplulukları şunlardır:
BEŞ HECECİLER
Şiirde
hece ölçüsünün egemen olmasını esas alan Enis Behiç Koryürek, Faruk Nafiz
Çamlıbel, Yusuf Ziya Ortaç, Halit Fahri Ozansoy ve Orhan Seyfi Orhon’dan oluşan
şairler topluluğuna Beş Hececiler denmiştir. Bunlar, belirli ilkeler çevresinde
toplanıp bütünleşmiş, onları savunmuş kişiler değildir. Şiirlerinde Anadolu
manzaralarını, Anadolu’nun yaşayışını coşkuyla işlemişlerdir. Ancak halkın
hayatını yeterince tanıyamadıkları için şiirleri Romantik bir halkçılık
anlayışından kurtulamamıştır.
Özellikleri
1-Ferdi duyarlılıkları,eski korsan
hikayelerini,yurt köşelerini ve
Anadolu
gerçeklerini şiire aktarmışlardır.
2-Yerli milli bir sanat ve
tarih motifleri yaşanan hayat dilimleriyle
örülü bir memleket edebiyatı meydana
getirmeyi amaçladılar.
3-Hece ile serbest müstezatlar
denemişlerdir.
4-Mısra kümelendirmede dörtlü
esasına bağlı kalmayıp yeni yeni
biçimler aramışlardır.
5-Bir olay ya da hikaye
anlatmak için beyit beyit uzun şiirler
yazdılar.
6-Nesir cümlesini şiire
aktarmışlardır.
7-Toplumsal konuyla uğraşmamış
kişisel konularda şiirler
yazmışlardır.
8-Memleket konularıyla fazla
ilgilenmemişlerdir.
HALİT FAHRİ OZANSOY
Aruzla
şiire başlayan şair, daha sonraları hece veznine yönelmiştir. Şiirlerinde
çoğunlukla egzotik sahnelere, hüzün ve melankoli gibi bireysel duygulara, aşk
ve ölüm temalarına yer vermiştir. Şair ve yazardır.
Eserleri :
Şiir
kitapları : Rüya, Cenk Duyguları, Efsaneler, Sulara Dalan Gözler, Gülistanlar,
Harabeler.
Romanları
: Aşıklar Yolunun Yolcuları, Sulara Giden Köprü.
Oyunları
: Sönen Kandiller, Baykuş, Hayalet.
Anıları
: Edebiyatçılar Geçiyor, Eski İstanbul.
ENİS BEHİÇ KORYÜREK
Şiire
aruzla başlamıştır. Hece ile yazdıklarında aşk duygusuna yer vermiştir.
Kurtuluş Savaşı yıllarında milli duyguları ve kahramanlıkları işleyen şiirler
yazmıştır. Şiirlerini Miras, Güneşin
Ölümü adlı kitaplarda yayımlamıştır.
YUSUF ZİYA ORTAÇ
Önceleri
aruzla yazan şair, Beş Hececiler’den biri olarak adını duyurdu. Şair ve
yazardır. Akıcı, sade ve halkın kullandığı sözcüklerle mizah ve mizah dışı
şiirler yazmıştır. Düz yazıyla yazdığı eserlerinde Türkçenin sağlamlığı ve
kıvraklığını mükemmel işlemiştir. Düz yazılarında üslup ustası kabul edilmiştir.
Eserleri :
Şiir
Kitapları : Akından Akına, Cenk Ufukları, Bir Servi Gölgesi, Kuş Cıvıltıları.
Oyunları
: Binnaz, Nikahta Keramet, Name.
Romanları
: Göç, Üç Katlı Ev, Sarı Çizmeli Mehmet Ağa, Beşik, Ocak…
Anıları
: Portreler, Bizim Yokuş.
FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL
Faruk
Nafiz, şiire aruzla başlamıştır. Hececi olarak bilindikten sonra da aruz
vezniyle şiirler yazmıştır. Son şiirlerini hep aruzla yazmıştır. Her iki vezni
de ustalıkla kullanmıştır.
Duygu
ve düşünceyi bir arada işleyen şair, romantik ve realist hayatı anlatmıştır.
Anadolu’yu
şiirlerine konu edinmiş, Anadolucu olarak anılmıştır.
Eserleri :
Şiir
kitapları : Şarkın Sultanları, Gönülden Gönüle, Çoban Çeşmesi, Han Duvarları,
Suda Halkalar.
Oyunları
: Canavar, Özyurt, Yayla Kartalı.
Romanı
: Yıldız Yağmuru.
ORHAN SEYFİ ORHON
Şiirlerini
konuşma diliyle ve hece ölçüsüyle yazmıştır. Aşk, tabiat, ayrılık gibi kişisel
konuları işlemiştir.
Eserleri : Fırtına ve Kar, Peri Kızı ile Çoban, Gönülden Sesler.
YEDİ MEŞALECİLER
1928’de
Beş Hececiler’in gerçeklere dayanmayan “Memleket Edebiyatı” anlayışına karşı
çıkan Yedi Meşaleciler “Yedi Meşale” adında ortak bir şiir kitabı
çıkarmışlardır. İsimleri bu kitabın adından gelir. Sabri Esat Siyavuşgil, Yaşar
Nabi Nayır, Muammer Lütfi, Cevdet Kudret, Kenan Hulusi Koray, Ziya Osman Saba
ve Vasfi Mahir Kocatürk’ten oluşan Yedi Meşaleciler şu maksatla yola çıkmıştır:
1.
Edebiyatın
öldüğünü savunanların yanıldıklarını ortaya koymak.
2.
Geçmişin mistik ve
kişisel duygularının dar çerçevesini aşarak, konuları genişletmek.
3.
Anadolu’yu, Türk
köyünü ve köylüsünü tanımadan masa başında uydurulan yapmacık köy edebiyatının
karşısına çıkmak.
4.
Canlı, samimi ve
daima yenilikçi olmak.
Bu büyük
sözlerle yola çıkan genç sanatçılar başarılı olamamış, birçoğu bir süre sonra
şiir yazmaktan vazgeçerek edebiyatın başka alanlarına yönelmişlerdir.
GARİPÇİLER(1.Yeni Şiir)
1940’larda
eski şiir anlayışına karşı güçlü bir tepkiden doğan yenilikçi şiire “Garip
Şiiri” denir. Bu akımın öncüsü Orhan Veli Kanık’tır. Orhan Veli, Melih Cevdet
ve Oktay Rifat’ın ortaklaşa çıkardıkları Garip adlı şiir kitabından dolayı bu
harekete Garip Akımı denilmiştir. 1.Yeni Şiir adıyla da bilinir.
Garip Şiirinin Temel Özellikleri Şunlardır
:
1.
Şiir, duygu ve düşüncenin anlatılmamsını
sınırlayan bütün bağlardan kurtarılmalıdır. Nazım biçimi, kafiye, vezin, söz
sanatları gibi öğelere gerek yoktur.
2.
Anlatımda
“Şairanelik” bırakılmalı, günlük konuşma dilinin doğallığına dayanılmalıdır.
3.
Şiir hayatın bütün
anlarını ve tatlarını değerlendirmeli, insana yaşama sevinci verebilmelidir.
4.
Şiir her şeyi konu
edinmeli, sıradan insanı anlatmalıdır.
5.
Eski şiir
geleneğinden uzaklaşılmalıdır.
6.
Garipçiler, şiire
politikayı sokmamışlardır.
II. YENİ ŞİİR ANLAYIŞI
1955’ten
sonra ortaya çıkan yenilikçi şiir anlayışına II.Yeni Şiir denir. Buna “Soyut
Şiir” adı da verilmektedir. II.Yeni Şiir, I.Yeni Şiir’in koru, cansız, hayal
gücünden mahrum olduğu görüşünden hareket ederek ona tepki olarak doğmuştur.
II.Yeni
Şiir’i benimseyen şairler: İlhan Berk, Turgut Uyar, Edip Cansever, Cemal
Süreyya, Ece Ayhan, Tevfik Akdağ, Sezai Karakoç, Kemal Özer, Özdemir İnce,
Nihat Ziyalan vb. sayıları bir hayli kabarık olan bu anlayıştaki şairler
1960’lardan sonra başka anlayışlar doğrultusunda ürünler vermiştir.
II.Yeni Şiir’in Genel Özellikleri :
1.
Bu şiir,
1955’lerin politik şartlarında doğmuştur. Sanatçılar türlü baskılar altında
kalmış, bu sebeple toplum meselelerinden kaçmışlardır.
2.
Varoluşçu
felsefenin tesirinde kalan şairlerin yalnızlık, umutsuzluk gibi ruhi durumları
şiire yansımıştır.
3.
Şiirde, anlama
önem verilmemiş, biçim ön plana çıkarılmıştır. Anlam çoğu zaman anlamsızlığa
kadar varmıştır.
4.
Sürrealizm’in
tesiri görülür.
5.
Türkçenin cümle
yapısını bozarak anlatımda karıştırma yapmışlardır.
HİSARCILAR
1940’tan
sonra ortaya çıkan fikir ve sanat açısından Batı taklitçisi, duygudan mahrum,
kötümser şiir anlayışına karşı çıkan bir topluluktur. Hisarcılar dilimizi
fakirleştirdiği gerekçesiyle “Arı Dil” düşüncesine karşı çıkmışlardır.
1950
yılında çıkmaya başlayan “Hisar” dergisi çevresinde toplanan sanatçılar,
“Sanatçı bağımsız olmalıdır, sanatçının dili yaşayan dildir, sanat milli
olmalıdır.” gibi fikirleri savunmuşlardır. Mehmet Çınarlı, Bekir Sıtkı Erdoğan,
Feyzi Halıcı, A.Nihat Asya, Munis Faik Ozansoy, Coşkun Ertepınar, Abdurrahim
Karakoç gibi şairler toplulukta yer almıştır. Prof. Mehmet Kaplan, Tarık Buğra,
Cemil Meriç gibi yazarlar derginin fikir cephesini oluşturmuşlardır.
CUMHURİYET DEVRİ SANATÇILARI
MEMDUH ŞEVKET ESENDAL(1883-1952)
Öyküleriyle tanınan yazar sade ve içten bir dille doğrudan
hayatı gözler önüne sermiştir. Yazı dilini konuşma diline en iyi yaklaştıran
yazarlardandır. Durum öykücüsü olarak tanınır.
Eserleri : Mendil Altında, Ev Ona
Yakıştı, Otlakçı(öykü); Ayaşlı ve Kiracıları, Miras(roman)
ABDÜLHAK ŞİNASİ HİSAR( 1888-1963)
Yapıtlarının ağırlık noktasını mutluluklarla geçmiş
gençliği ve 20.yy başlarındaki rahat İstanbul yaşamları oluşturur.
Eserleri : Fahim Bey ve Biz,
Çamlıcadaki Eniştemiz(roman); Boğaziçi Mehtapları, Boğaziçi Yalıları, Geçmiş
Zaman Köşkleri(anı)
FALİH RIFKI ATAY(1894-1971)
Politik makale ve fıkraları yanında gezi yazıları ve
anılarıyla da tanınır. Türkçeyi en duru ve en yalın bir anlatıma ulaştıran
yazarlarımızdan biridir. Atatürk ile ilgili anılarını Çankaya adlı yapıtında
toplamıştır.
Eserleri : Ateş ve Güneş, Zeytin Dağı, Çankaya,
Atatürk’ün Hatıraları, Babamız Atatürk(anı); Deniz Aşırı, Yeni Rusya, Bizim
Akdeniz, Taymis Kıyıları, Tuna Kıyıları, Hind(gezi)
SAİT FAİK ABASIYANIK(1906-1954)
Bir
İstanbul öykücüsüdür. Öykülerinde İstanbul içindeki gizli dramı bulup çıkardığı
gibi doğayı, kırları, denizi, balıkçıları ve hayvanlarıyla yaşamı bölünmez bir
bütün olarak gördü.
Eserleri:
Romanları:
Bir takım İnsanlar, Kayıp Aranıyor.
Şiiri
: Şimdi Sevişme Vakti.
Öyküleri:
Semaver, Sarnıç, Son Kuşlar, Mahalle Kahvesi.
AHMET HAMDİ TANPINAR(1901-1962)
Hikaye,
roman, deneme, makale, edebiyat tarihi ve şiir türünden eserler yazmıştır. En
önemli yanı şairliğidir. Şiirlerinde temel unsurlar: musiki, his ve hayal.
Ayrıca zaman da önemli bir unsurdur. Şiirlerini sade bir dille ve hece vezniyle
yazmıştır. Şiirlerinin yanı sıra psikolojik hikaye, roman ve edebiyat
incelemeleriyle de tanınır. Hikaye ve romanlarında toplumsal konuları işlemiştir.
Eserleri : Huzur, Saatleri Ayarlama
Enstitüsü, Sahnenin Dışındakiler, Mahur Beste(roman); Abdullah Efendi’nin
Rüyaları, Yaz Yağmuru(öykü); Beş Şehir(deneme), Edebiyat Üzerine
Makaleler(inceleme); 19. Asır Türk Edebiyatı Tarihi(araştırma)
Huzur: Kültürlü ve sanat düşkünü olan Mümtaz ile Suat’ın, Nuran’a olan
aşklarını ve toplumsal değerleri yansıtan bir romandır.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü: Hayri İrdal’ın Halit Ayarcı’yla birlikte kurdukları
Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nü ve bu enstitünün etrafında cereyan eden olayları
konu alır.
PEYAMİ SAFA(1899-1961)
İlk
eserlerinde olaylara önem vermiş, daha sonraki eserlerinde ise olayları arka
plana iterek psikolojik romanlara yönelmiştir. Kuvvetli bir üslubu vardır. I.
Dünya Savaşı yıllarının toplum düzeni ve insanın ahlakı üzerindeki yıkıcı
etkisi eserlerine konu olmuştur.
Eserleri: Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Fatih-Harbiye, Matmazel
Noraliya’nın Koltuğu, Yalnızız, Biz İnsanlar, Şimşek, Sözde Kızlar, Bir
Tereddüdün Romanı.
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu : Anı şeklinde yazılmış bir romandır. Yazarın kendi
hayatıyla ilgili olduğu için otobiyografik özellik gösterir. On beş yaşında
kemik hastalığı geçiren ve babası ölen bir çocuk, Erenköy’deki bir paşanın kızı
Nüzhet’i sevmektedir. Ancak Dr. Ragıp’ın da onu sevmesi, çocuğun kıskançlık ve
hastalığının ilerlemesine yol açar. Sonuçta başarılı bir psikolojik romandır.
Yalnızız: Yaşanan hayatın bunalımları işlenir. Samim, iflas eden
dünya karşısında ideal bir dünya hayaliyle avunur. Samim’le ilişkisi olan Meral
Avrupa’ya kaçarak rezil bir hayat yaşamak ister; fakat bunu başaramaz. İntiharı
planlarken çıkan bir yangında ölür.
Matmazel Noraliya’nın Koltuğu: Pansiyonlarda yaşadığı olumsuzluklardan bıkan Ferit,
Matmazel Noraliya adlı ölmüş bir kadının (asıl adı Nuriye olan Müslüman bir
kadın) evini kiralar ve ruhuyla temasa geçer. Böylece kuruntularından
uzaklaşarak arkadaşı Yahya Aziz’in de yardımıyla dini bir hayat yaşar.
HALİKARNAS BALIKÇISI(1886-1973)
Gerçek adı Cevat Şakir Kabaağaçlı’dır. Hikaye ve
romancılığımızda deniz çığırını açan sanatçı bir hikayesinden dolayı Bodrum’a
sürgüne gönderilmişı, yaşamının sonuna kadar orada yaşamıştır. Bodrum’un doğal
güzelliklerinin, yeşilinin çoğalmasında emeği geçmiştir. Bütün yapıtlarında
konu olarak denizi ve yaşamlarıyla denize bağlı olan insanların mücadelesini
ele alır.
Eserleri : Aganta Burina Burinata, Ötelerin
Çocuğu, Uluç Reis, Turgut Reis(roman); Mavi Sürgün(anı); Merhaba Akdeniz,
Ege’nin Dibi, Yaşasın Deniz, Gülen Ada, Ege Kıyılarından(öykü)
AHMET KUTSİ TECER(1901-1967)
Milli ve halkçı bir sanat görüşüne bağlı olan
sanatçı hece ölçüsünde yeni imkanlar arar. Halk edebiyatımızın eski ve yeni
ustalarının tanınmasını sağlayan girişimlerde bulunur. Özgün, içten ve lirik
bir söyleyişi vardır.
Eserleri : Şiirler(şiir); Köylü
Temsilleri(inceleme); Köşebaşı, Koçyiğit Köroğlu, Bir Pazar Günü(oyun)
NECİP FAZIL KISAKÜREK(1905-1983)
Edebiyatın hemen her dalında eser veren sanatçının
asıl ünü şairliğinden gelir. Sağlam bir dili ve güçlü bir tekniği olan şair
şiirlerinde insanın evrendeki yerini araştırmış, madde ve ruh problemlerini, iç
alemin gizli duygu ve tutkularını dile getirmiştir.
Eserleri : Örümcek Ağı, Kaldırımlar,
Ben ve Ötesi(şiir); Tohum, Bir Adam Yaratmak, Reis Bey(oyun); Çöle İnen
Nur(fıkra); Yılanlı Kuyudan, Babıali(anı)
ÖMER BEDRETTİN UŞAKLI(1904-1946)
Gezip gördüğü yerleri bir ressam gözüyle
şiirleştirerek Anadolu’nun pastoral güzelliklerini anlatmıştır. Sade bir dille
ve hece ölçüsüyle yazan şair deniz özlemini dile getiren şiirleriyle
tanınmıştır.
Eserleri : Deniz Sarhoşları, Yayla
Dumanı, Sarıkız Mermerleri(şiir)
NURULLAH ATAÇ(1898-1957)
Deneme ve eleştiri yazarıdır. Yazılarıyla Cumhuriyet
sonrası edebiyatımızda yol gösterici oldu. Dilimizin arınması yolunda büyük
çaba harcayarak, yeni bir düzyazı anlatımının doğmasına vesile olan örnekler
verdi. Düzyazıda yaptığı çevirilerle Batı düşünce ve sanat akımlarının tanınıp
yaygınlaşmasını sağladı. Devrik cümleleri yazı diline soktu.
Eserleri : (Deneme, inceleme ve
eleştiri türlerinde yazdığı) Günlerin Getirdiği, Karalama Defteri, Sözden Söze,
Okuruma Mektuplar, Günce, Söz Arasında, Dergilerde
SUUT KEMAL YETKİN(1903-1980)
Deneme ve eleştirileriyle tanınır. Sanat, estetik,
resim ve felsefe gibi konularda yazar.
Eserleri : Edebiyat Konuşmaları,
Edebiyat Üzerine, Günlerin Götürdüğü, Şiir Üzerine Düşünceler(deneme)
ZİYA OSMAN SABA(1910-1957)
Şiirlerinde çocukluk özlemleri, yazgıya boyun eğiş,
aile sevgisi, ölüm temalarını işlemiş bir şairimizdir.
Eserleri : Sebil ve Güvercinler, Nefes
Almak(şiir); Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi(öykü)
CAHİT SITKI TARANCI(1910-1956)
Cumhuriyet
dönemi şairlerimizdendir. Biçim kaygısını ön planda tuttuğu şiirlerinde
yaşamanın ve aşkın güzelliğini anlatmıştır. Ölüm teması şiirlerinde ayrı bir
yer tutar. Türkçeyi bütün tatlılık ve anlatım gücüyle şiire geçirmiştir.
Eserleri:
Ömrümde
Sükut, Otuz Beş Yaş, Düşten Güzel, Sonrası.
AHMET
MUHİP DIRANAS(1908-1980)
Sembolizm’in
etkisindedir. Dili yalın ve etkilidir. Hayal kurma ve sınırları aşmanın
mutluluğunu vererek, güzelliklere ve iyiliklere yönelmeyi amaçlar. Şekil ve
ahengi, duyguları uyandırmak için kullanır. Fahriye Abla şiiriyle tanınır.
Eserleri
: Şiirler, O Böyle İstemezdi, Gölgeler(oyun)
ORHAN
VELİ KANIK(1914-1950)
Garip
akımını oluşturan üç şairden biridir. Şiirde ölçü, uyak, şekil ve konu
sınırlamasını kaldıran şairdir. Hayatın her olayını ve hayattaki her şeyi konu
olarak seçmiştir. Özentisiz bir anlatımı vardır. Dili sadedir. Türkçeyi güzel
ve ustaca kullanır. Şiirlerinde gerçek toplumu ve toplumun aksayan yönlerini de
belirtir. Garip adlı kitabında sanat ilkelerini belirtmiş ve uygulamıştır.
Eserleri
: Garip, Vazgeçemediğim, Destan Gibi,
Yenisi, Karşı(şiir); Nasrettin Hoca Hikayeleri, La Fontaine Masalları (çeviri).
MELİH
CEVDET ANDAY(1915-…)
Memurluk,
öğretmenlik, gazetecilik gibi meslekler yapan sanatçı Garip akımının üç
öncüsünden biridir. Fıkra, makale, deneme, çeviri, gezi, roman, tiyatro gibi
türlerden yazan ve Yunan mitolojisini çok iyi bilen sanatçı en çok şiiri
önemsemiştir.
Eserleri
:
Şiirleri
: Rahatı Kaçan Ağaç, Telgrafhane, Kolları Bağlı Odysseus, Teknenin Ölümü.
Denemeleri
: Doğu-Batı, Dilimiz Üstüne Konuşmalar, Paris Yazıları.
Oyunları
: İçerdekiler, Mikado’nun Çöpleri.
Romanları
: Gizli Emir, İsa’nın Güncesi, Aylaklar.
OKTAY
RIFAT HOROZCU(1914-1988)
Garipçi
şairlerden olan Oktay Rıfat, şiirlerinde sürekli bir değişimin, başkalığın
peşindedir. Sürrealist akımların etkisiyle dünyaya yaklaşır, sözcüklerle resim
çizer. Günlük konuşmalara, halk söyleyişi ve deyimlere bolca yer veren şairin
anlatımı mecazlarla yüklüdür.
Eserleri
: Yaşayıp Ölmek, Güzelleme, Aşk ve
Avarelik Üzerine Şiirler, Elleri Var Özgürlüğün(şiir); Kadınlar Arasında,
Birtakım İnsanlar(oyun)
ATTİLA
İLHAN(1925-2007)
Adını
1946’da yapılan bir şiir yarışmasında “Cebbaroğlu Mehemmed” adlı ikinci olan
şiiriyle duyuran Attila İlhan, toplumsal gerçekçi bir şairimizdir. Şiiri barış,
özgürlük, insan sevgisi gibi toplumsal konulardan; yalnızlık, mutsuzluk, aşk,
ölüm gibi bireysele uzanan bir çizgi izler. Şiirlerinin yanında romanları ve
düşünce yazıları da vardır.
Eserleri
: Duvar, Sisler Bulvarı, Yağmur
Kaçağı, Ben Sana Mecburum, Bela Çiçeği, Yasak Sevişmek, Elde Var Hüzün(şiir);
Sokaktaki Adam, Zenciler Birbirine Benzemez, Kurtlar Sofrası, Bıçağın Ucu,
Sırtlan Payı, Fena Halde Leman, Dersaadet’te Sabah Ezanları(roman)
FAZIL
HÜSNÜ DAĞLARCA(1914-….)
Şiire
hece ölçüsüyle başladı. Sonraki şiirlerinde serbest şiiri benimsedi. Hemen her
konuya eğilen usta bir şairdir. Sanat yaşamının iki dönemi vardır. İlk döneminde
şiirlerini büyük bir hayal gücü, zengin bir imge örgüsüyle yazmış, ikinci döneminde
ise titiz bir dil ve kendine özgü anlatımıyla karşımıza çıkmıştır. Anadolu’nun
sorunları ve tarihsel konuları işlemiştir.
Eserleri
: Havaya Çizilen Dünya, Çocuk ve
Allah, Çakırın Destanı, Üç Şehitler Destanı, Türk Olmak, Yedi Memetler(şiir)
ARİF
NİHAT ASYA(1904-1957)
Bayrak
şairi olarak bilinir. Heceyi, aruzu ve serbest ölçüyü kullanan şair din,
kahramanlık duygusu ve milli konuları belirgin bir biçimde işlemiştir. Dil
estetiğine önem verir, sade bir dille yazar.
Eserleri
: Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor,
Rubaiyyat-ı Arif, Kubbe-i Hadra, Kökler ve Dallar, Dualar ve Aminler(şiir)
BEHÇET
NECATİGİL(1916-1979)
Kendine
özgü bir dünyanın tasarlanmaz derinliklerinde hem günlük hayattan gelen, hem
toplumsal bilinçten doğan acıları, düşünceleri, sevgileri, korkuları dile
getirir.
Eserleri
: Kapalı Çarşı, Evler, Arada, İki
Başına Yürümek, Çevre, Eski Toprak, Divançe(şiir); Edebiyatımızda İsimler
Sözlüğü, Edebiyatımızda Yazarlar Sözlüğü(inceleme).
CAHİT
KÜLEBİ(1917-….)
Günümüz
şairlerindendir. Anadolu insanının çileli yaşamını, doğayla ve toplumla olan
ilişkilerini konu edinmiştir. Dili yalındır. Halk şiiri kaynaklarından yararlanmıştır.
Eserleri
: Adamın Biri, Rüzgar, Atatürk
Kurtuluş Savaşı’nda, Yeşeren Otlar(şiir)
NECATİ
CUMALI(1921-….)
Günümüz
şair ve yazarlarındandır. Şiirlerinde yaşama sevinci, aşk, sevgi vb. konuları
işleyen sanatçı öykü ve romanlarında Anadolu insanının sorunlarına eğilir.
Eserleri
: Kızılçullu Yolu, Harbe Gidenin
Şarkıları, Güzel Aydınlık, Tütün Zamanı, Zeliş, Acı Tütün, Yalnız Kadın, Susuz
Yaz, Makedonya(şiir)
TARIK
BUĞRA(1918-….)
Son
dönem edebiyatımızın önemli isimlerinden biri olan sanatçı öykü, roman,
tiyatro, fıkra vb. gibi türlerde eserler vermiştir. Sanat insanı yüceltmeyi
amaçlamalıdır, görüşüyle yazan sanatçı kişi ve olayları derinlemesine
incelemiş, psikolojik öğelere yer vermiştir. Kurtuluş Savaşı dönemini anlatan
Küçük Ağa adlı romanıyla tanınır.
Eserleri
: Küçük Ağa, Küçük Ağa Ankara’da,
Firavun İmanı, Osmancık, Yağmur Beklerken, Gençliğim Eyvah, İbişin Rüyası,
Dönemeçte(roman); Oğlumuz, Yarın Diye Bir Şey Yoktur, Siyah Kehribar(öykü);
Ayakta Durmak İstiyorum(oyun).
HALDUN
TANER(1916-1986)
Oyun
ve öykü yazarıdır. Başarılı eserleriyle ödüller kazandı. Doğal, yalın ve duru
bir anlatımı vardır. Keşanlı Ali Destanı adlı eseri Türk tiyatrosunda epik tiyatro
türünün ilk örneği sayılır. Güncel olayları konu alan siyasal ve toplumsal
taşlamanın ağır bastığı oyunlar yazdı.
Eserleri
: Yaşasın Demokrasi, Şişhaneye Yağmur
Yağıyordu, Ayışığında, Konçinalar(öykü), Keşanlı Ali Destanı, Gözlerimi Kaparım
Vazifemi Yaparım(oyun)
KEMAL
TAHİR(1910-1973)
Konularını
Çankırı, Çorum dolaylarından, cezaevi yaşantılarından, Kurtuluş Savaşı’ndan,
eşkıya menkıbelerinden alan romanlarında, köyü ve köylü sorunlarını işleyen
sanatçı, Osmanlı sosyal hayatı ve devlet yapısı üzerinde durmuş, romanlarının
çoğunda bu konudaki görüşlerini dile getirmiştir.
Eserleri
: Devlet Ana, Yorgun Savaşçı, Esir
Şehrin İnsanları, Sağırdere, Körduman, Rahmet Yolları Kesti, Yediçınar Yaylası,
Köyün Kamburu, Esir Şehrin Mahpusu, Kelleci Memet, Bozkırdaki Çekirdek, Kurt Kanunu(roman)
YAŞAR
KEMAL(1922-….)
Asıl
adı Kemal Sadık Göğçeli’dir. Bazı uluslar arası ödüller alan sanatçı Nobel
ödülüne aday gösterildi. Hemen hemen her romanında Çukurova’yı konu edinerek
toplumsal çelişki ve çatışmaları, bunların insan hayatına yansıyışlarını
anlattı. Doğa-insan ilişkilerini, insanı insan yapan tutkuları, korkuları,
düşleri şiirsel bir anlatımla sergiledi. Doğa tutkusunun yanı sıra
anlatımındaki destansılık da romanlarının başlıca özelliğidir.
Eserleri
: Sarı Sıcak(öykü); Teneke, İnce
Memed, Orta Direk, Yer Demir Gök Bakır, Demirciler Çarşısı Cinayeti, Yusufçuk
Yusuf, Yılanı Öldürseler(roman); Bu Diyar Baştan Başa, Peri Bacaları(röportaj)
ORHAN
KEMAL(1914-1970)
Asıl
adı Mehmet Raşit Öğütçü’dür. Otobiyografik özellikler taşıyan romanlarında,
Adana’daki işçi çevresini, göçmen mahallelerinin insanlarını gerçekçi bir
tutumla anlattı. Sanayileşen Türkiye’nin toplumsal yapısını, işçi-işveren
ilişkilerini, büyük kente gelen gurbetçilerin serüvenini, geçim kavgasını,
küçük insanın dünyası çerçevesinde yansıttı.

Çok faydalı
YanıtlaSileline sağlık
YanıtlaSillys edebiyat dimi
YanıtlaSilYok amk hgs gişe sınavı
YanıtlaSil😂😂😂👍
YanıtlaSilösym gçtümü ye
YanıtlaSilayyy bütün soruları yapıyorum ya türkiye birincisi olacam galibaağağğğağağğ
YanıtlaSiloldun mu birinci?
Silyarramı olmuştur kanks
SilCumhuriyet döneminin anasını gotten
YanıtlaSilhala kazanamadın mı?
Sil